İNTERNETTEN YAPILAN REZERVASYONLARIN VERGİLENDİRİLMESİ
İnternet sitelerinden faydalanılarak gerek yurt içinden gerekse yurt dışından yapılan rezervasyonlar karşılığında alınan komisyonların Türkiye’de herhangi bir vergilendirme olup olmadığı hususu son zamanlarda gündeme geldi.
Çok yoğun bir şekilde kullanılan bir internet sitesi kullanımının mahkeme kararı ile durdurulması turizm sektörü içindeki birçok aktörü karşı karşıya getirdi.
Bir tarafta haksız rekabet, tüketicinin yanıltılması ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu hususu diğer yandan ise Türkiye’de faaliyet gösteren konaklama tesislerinin pazarlanmasından dolayı vergi ödenmesi gerektiği gibi hususları da gündeme geldi.
Ülkemizde özellikle şehir otellerinde yoğun kullanım alanı bulan internet sitesi rezervasyon hizmetleri karşılığında yüksek oranlara varan bir komisyon bedeli çoğu zaman yurt dışı merkezli şirket tarafından Türkiye’de faaliyet gösteren konaklama tesislerine fatura edilmekte ve ödeme de yurt dışına yapılmakta.
Yurt dışına yapılan ödeme karşı tarafa net olarak gönderilmekte. Türkiye’ de bu hizmetten faydalanan konaklama tesisi şirket veya işletme sadece sorumlu sıfatı ile komisyon bedelinin % 18’ini vergi dairesine internet sitesi sahibi adına (yurt dışından gelen fatura bedeli üzerinden) Katma Değer Vergisi beyan edilmekte ve bu tutar vergi dairesine ödenmektedir. Ödenen bu KDV ayrıca ilgili dönemde ilgili konaklama tesisi şirket veya işletme tarafından indirim konusu yapılmakta. Bu KDV işlemi dolayısıyla Kamu Maliyesinin özünde kasasına net bir vergi girmemektedir.
Asıl vergilendirmesi gereken komisyon bedeli ise ya bazı işletmeler tarafından hizmetten Türkiye’de faydalanılması nedeniyle net ödenen yurt dışı bedeline ilave olarak ve maliyeti Türkiye’deki konaklama tesisleri veya işletmeleri tarafından katlanılmak suretiyle tevkifat yapılmış gibi değerlendirilmek suretiyle yapılmakta ya da hiçbir tevkifat veya vergilemeye konu edilmemektedir.
Türkiye’de faaliyet gösteren işletmeler bu hizmetleri karşılığında elde ettikleri kazançlardan dolayı % 20 Kurumlar vergisine, gerçek şahıs işletmeleri olmaları halinde ise % 35’lere varan oranda kazanç vergisi ödemektedirler.
Oysa bu tür internet siteleri ile yurt dışı kaynaklı bir organizasyon olması nedeniyle kazancın Türkiye’deki faaliyet sonucunda ve varlığı nedeniyle elde edilmesine rağmen Türkiye’deki Kamu Maliyesi bu kazançlardan bir pay alamamaktadır. Bu tür uluslararası bir çok ülkeyi ilgilendiren bir kısım faaliyetlerde ( uluslararası hava yolu taşımacılığı, telefon haberleşme faaliyetleri vs. gibi) vergi gelirleri çoğu zaman ilgili ülkeler arasından paylaşılmakta ve ülkeler bu vergi gelirlerinden vazgeçmemektedir. İşin zorluğu ve takibi internet sitelerinde elde edilen komisyon kazancından pay alması gereken ülkelerde takibi vs. nedenlerle güç olsa dahi bu kazançtan vergi geliri elde edilememesi sonucunu doğurmaması gerekir.
İlgili yargı kararıTüketici Kanunu, Seyahat Acentaları Kanunu , Rekabet Kanunu gibi mevzuatlara aykırı bir durum olmasından kaynaklanmakta olduğu görülmekte. Aynı durumda bulunan yerli Türkiye’de kurulmuş olan bir şirketçe yapılan aynı işlem sonucunda ülkemizdeki mevzuata göre vergilendirilen bir durumun yanında özellikle vergisel avantajların yüksek olduğu bir ülkede kurulu bulunan bir şirketçe organize edilen internet sitesi kanalı ile komisyon kazancı üzerinden de aynı şekilde vergilemeye tabi olması beklenmelidir.
Sorunun özünü yapılan işin bir hizmet olması ve Türkiye’de bu hizmetten faydalanılması oluşturmakta. Kaynağı ve faydalanılan ülkelerin birden çok olması takibi ve irtibat bürolarının veya muhataplarının olup olmaması işi güçleştirmekle birlikte vergisiz bir durumu haklı kılamaz.
Özetle; konaklama tesisleri tarafından sözkonusu internet sitesi kanalı ile yapılan rezervasyonlar karşılığında yurt dışına ödenen komisyon bedelleri ya maliyeti ve yükü Türkiye’de faaliyet gösteren konaklama tesislerince karşılanacak şekilde vergiye tabi tutulmakta ve bu vergi hiçbir şekilde yurt dışına çıkan bedeli etkilememekte ya da hiçbir şekilde vergisel bir işleme tabi tutulmamaktadır. Bu durum vergi kanunları açısından da sakıncalı bir durum olduğu düşünülmektedir.
İsmail KÖKBULUT
Yeminli Mali Müşavir